YUNAN MİTOLOJİSİ
Metinlerinden ve figürlü anıtlarından, Yunan dilinin konuşulduğu topraklarda, M.Ö. 9. ya da 8. yüz yılda, yani Homerik şiirlerin bize anlattığı dönemle “paganizmin” sonu, yani İsa’dan 3 ya da 4 yüz yıl sonrası arasında var olduğunu bildiğimiz olağanüstü anlatılara ve her türlü efsane bütününe Yunan mitolojisi denmektedir.
Yunanistan’da mitler, epik-dinsel şiirlerden tutun, lirik kahramanlık öykülerine, olağanüstü niteliklerin yitirildiği tarihsel anlatılara kadar her türe aittir. Bazen tarihle renklenir ve şehirler ya da aileler için asalet unvanı olurlar. Bazen salt destandırlar. Bazen, salt dinin inanışlarını ve ayinlerini güçlendirmeye ya da açıklamaya yararlar.
YUNAN DİNİ
Yunan dininde ayinler, bayramlar zamana ve yöreye göre değişir, ama başlıca tanrılar, mitler, tapınak ve kurbanlar hepsinde ortaktır.
Tanrılar her yerde hazırdırlar, her şeyi bilirler, gerçek dünyada kendilerini simgelerle belli ederler ve pek çok işlevleri vardır. Çok güçlüdürler, doğa olaylarından sorumludurlar, insanların eylemlerine yön verirler ya da karışırlar. Tanrılar yalnızca kişilerin tek tek yaşamlarına karışmaz, aynı zamanda sitenin (şehir-devlet) yaşamına karışır. Onlarla ayin ve dua ile ilişki kurulur, cevapları da rüya ve kehanetlerle alınır.
Tüm güç ve cesametlerine karşın doğrudan doğruya Tanrı ve Tanrıçalar da belirsiz ve kaygılandırıcı Kader’e boyun eğerler. Tanrı ve Tanrıçalar tıpkı insanlar gibidirler. Bu görünüşleri ve giyim-kuşam ve yaşam tarzlarıyla olduğu kadar aşkları, sevgileri, öfkeleri ve düşmanlıkları gibi kişilik özellikleriyle de böyledir. Yunan tanrı ve tanrıçaları ile ilgili mitler öylesine boldur ki bu durum diğer ilk çağ mitolojilerinden farklı olarak onlara büyük bir canlılık, enerji ve hareket katmıştır.
Yunanlılar özellikle kendi sitelerini ve oturdukları yeri koruyan tanrıya bağlıdırlar. Aynı tanrı hesabına her biri şu ya da bu biçimde bir betimleme ve ye işlevi kutsamaktadır.
Yunan felsefesinin gelişmesi ve ilkel de olsa bilimin ilerlemesi ile aydın ve filozof kişiler giderek tanrıların varlığından kuşkulanır olmuşlardır. Kimileri mitolojik anlatımları uydurma ve usdışı sayarak alaya almıştır. Büyücülüğe önem atfedilmektedir; büyüden, bedduadan ve hortlaktan korkulur.